ERDEMLİ HAYAT
OkLogo

ERDEMLİ HAYAT

Dr. Lamia Levent Abul


İslam dini, dünya ve ukba saadetinin iman, ibadet ve güzel ahlakla bezenmiş bir ömür sürmekle mümkün olduğu gerçeğine vurgu yapar. Mümin ifadesi de bu hakikate dikkat çeker. Zira mümin, hem iman eden hem de kendisinden emin olunan anlamına gelir. İslam dininde iman ve ahlak arasında sıkı bir ilişki vardır. Allah Teâlâ “Rabbimiz Allah’tır.” deyip dosdoğru olanları cennetiyle müjdelemiştir (Fussilet, 41/30). İslam ahlakının temelinde “hasbilik”, hiçbir çıkar gözetmeksizin sırf Allah rızasını kazanmaya çalışmak; “ihsan” her söz ve davranışında Allah’ın onu gördüğü bilinciyle hareket etmek ve doğruluk yer almaktadır. Doğruluk ve onun mütemmim cüzü olan dürüstlük; öncelikle insanın yaşantısını dengeye oturtan, onu ikircikli bir yaşamın kaotik yapısından kurtaran, huzur ve güven veren değerli hasletlerdendir. Doğruluk ve dürüstlüğün asıl kazanımı bireyseldir. İnsan ancak bu yolla hayat serüveninde denge ve uyumu yakalar. Doğruluktan ayrılan insan aslında ne toplumu ne de yüce Yaradan’ı yanıltmakta aksine bizzat kendini aldatmaktadır. “Muhammedü’l-Emin” olan Hz. Peygamber de yaşantısıyla inananlara örnek olmuş, doğruluğu kalbin tereddütsüz bir şekilde huzura ermesi olarak tanımlamıştır (Tırmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 60). Erdem ve ahlak üzerine söylevler geliştiren filozoflar da bu hakikate vasıl olmuştur, örneğin Kindi, gerçek saadetin erdemli bir hayatla mümkün olduğunu ifade etmiştir.

Diyanet Aile Dergisi olarak yeni sayımızda biz de pencerelerimizi “doğruluk”a açtık. Prof. Dr. Asım Yapıcı, “Kişilikte Uyum ve Denge Açısından Doğruluk ve Dürüstlük” yazısıyla doğruluğun, bireyin her yerde ve her durumda doğru olana yakışır bir şekilde davranması şeklinde tanımlanabileceğini belirtti. Doğruluğun ikizi olan dürüstlüğün ise bireyin söz ve eylemlerinde doğru ve samimi olması, doğruluğu erdem hâline getirmiş mümtaz bir şahsiyet kazanması olduğunu belirtti. Zeynep Uzun, “Sadakatte Toprak gibi Olmak” yazısıyla dosyamıza katkı sundu. “Sıdk” kavramına değinen Uzun, Müslüman’ın alametifarikalarından birinin de doğruluk olduğunu ifade etti. Mustafa Mehmetoğlu, Bakara suresi 177. ayetin ışığında “Allah’a Karşı Doğru Olmak” yazısını kaleme aldı. Hadislerle Aile köşemizde Ayşe Sağlam “Dua ile Gelen Bereket” kavramlarını işledi.

Bu ay söyleşimizi Dursun Gürlek’le “Dil ve Medeniyet” üzerine gerçekleştirdik. Gürlek, medeniyetimizi bir kitap medeniyeti olarak tanımlarken suya atılan bir taşın, dalgaları daire daire büyütmesi gibi kitapların da ilim ve sanat sahasını hale hale büyüttüğünü dile getirdi.

Ramazan ayının bereketi sayfalarımıza da yansıdı. Yavuz Selim Yedek, “Muazzam Bir An, Bin Derde Derman Kadir Gecesi”ni; Gülsüm Soydan “Zekât: Aile Boyu Arınma”yı; Sema Bayar ise Kültür Sanat köşemizde “Bir Ramazan Hatırası” yazısını kaleme aldı.

Sizleri dergimizle baş başa bırakırken rahmet ve mağfiret ayı ramazanın tüm dünyaya hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Yeni sayımızda görüşmek üzere…


Dr. Lamia Levent Abul