OkLogo

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINCA YÜRÜTÜLEN MANEVİ DANIŞMANLIK VE REHBERLİK HİZMETLERİ

Dr. Bayram Demirtaş


İnsan, ruh ve beden olarak isimlendirilen iki farklı unsurdan müteşekkil bir varlıktır. Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’de insana kendi ruhundan üflediğini haber vererek (Secde, 32/9.) yaratılmışlar içinde ona verilen değeri ifade etmektedir. Literatürde nefis ya da ruh olarak adlandırılan ve manevi taraf olarak yerini bulan unsur, insanı diğer canlılardan ayıran, aynı zamanda onu vahye muhatap kılan, beden yok olup gitse de varlığını devam ettirecek olan aslî unsurdur. Kültürümüzde “insan ruhuna dokunmak” olarak nitelendirilen “manevi alan”a yönelik her türlü gayret peygamberler ve onlara tâbi olanların odaklandığı noktadır. Söz konusu hizmetlerin bir adı da gönül yapmaktır. Bu konuda öncü şahsiyetlerden binlerce örneğini bulabileceğimiz beyitlerden biri de Yunus Emre’nin dilinden dökülen şu veciz sözlerdir:

Bir gönülü yaptın ise

Er eteğin tuttun ise

Bir kez hayır ettin ise

Binde bir ise az değil

Günümüzde tüketim kültürünün, haz ve hızın artık insanı mutlu etmekte yetersiz kaldığı, insanlığın manevî bir arayış içerisinde olduğu bir gerçektir. Bu süreçte Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e (s.a.s.) kadar tüm peygamberlerin insanlara ulaştırdığı dinin adı olan İslam’ın, vahyin ve nebevi sünnetin özellikle kalbi kırık, mahzun ve varoluşsal bir arayış içerisinde olanlar için ifade şekli bu topraklarda manevi danışmanlık ve rehberlik yaklaşımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hz. Peygamber’in Allah’ın lütfuyla affedici ve yumuşak üslubunda ifadesini bulan ve sünnette birçok örneği görülebilecek olan, sıkıntılı anlarında insanları dinleme, onlarla konuşma, kendilerine yardım elini uzatma gibi temel ilkeler manevi danışmanlığın dayandığı zemini oluşturmaktadır. Geleneksel dinî-manevi değer ve formların bugünün sorunlarına hitap edecek şekilde sunulması olarak özetleyebileceğimiz manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetleri Başkanlığımızca son yıllarda gündeme alınmış ve her geçen gün artan hizmet çeşidinin bir yansıması olarak farklı kesimlere sunulmaya başlamıştır.

Söz konusu süreç dünya genelinde modernleşmenin farklı alanlarındaki tezahürü ile birlikte giderek yaygınlaşan bireyselliği aşarak; fizik ve metafizik gerçekliğin farkında olarak varlığı anlamlandırma arayışlarının bir neticesi şeklinde ortaya çıkmıştır. Çok katmanlı ve geniş bir yelpazeden etkilenen sosyal ve manevi problemlerle yüzleşen insanlara yönelik, bu problemlerle başa çıkmada destek olacak bir takım profesyonel ve akademik çözümler kaçınılmaz olmuştur. Dünya genelinde her kültürün kendi formlarında ortaya çıkan bu hizmet alanının, İslam geleneğinde de farklı formlarını görmemiz mümkündür.

Geleneksel toplumlarda din hizmetleri açısından klasik irşat dili ve ibadetlere rehberlik etme yeterli olurken; bireyleri derinden etkileyen hastalık, yalnızlık, kayıplar gibi ortaya çıkan birtakım zorluklar, aile, akraba, arkadaş ve komşuların desteğiyle doğal süreçleri içerisinde aşılabilmiştir. Şehirleşme, iletişim ve ulaşım alanındaki gelişmeler, üretim ve tüketim alanındaki değişiklikler gibi faktörler manevi dinamikleri de etkilemiş ve yeni perspektifleri zorunlu kılmıştır. Manevi danışmanlık ve rehberlik, “dinî, manevi, ahlaki, kültürel dinamiklerle psikoloji, sosyoloji, iletişim gibi bilimlerin yöntemlerini de kullanarak bireysel ve toplumsal hayata anlam katmak ve eşlik etmek” olarak tarif edilebilir.

Batı dünyasına baktığımızda manevi danışmanlığın uzun bir hizmet serüveni olduğu görülmektedir. Bu hizmet önceleri daha ziyade bir din hizmeti olarak görülürken, 1960-70’li yıllarda disiplinler arası bir karakter kazanarak, psikoloji gibi beşeri bilimlerin de desteği alınarak sunulur hâle gelmiştir. Bu doğrultuda Amerika ve Avrupa’da psikoloji ve teolojinin yoğun iş birliği göze çarpmaktadır.

Bugün birçok Avrupa ülkesinde manevi danışmanlık ve rehberlik vatandaşlar açısından anayasal bir hak, devlet açısından bir yükümlülüktür. Anayasa gereği devlet, din hizmetlerine ve manevi danışmanlığa ulaşma imkânı olmayanların ayağına bu hizmetleri götürmek zorundadır. Ülkemizde manevi danışmanlık görevi 633 sayılı kanunla Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiş ve Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.

Manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetleri, özellikle manevi desteğe daha fazla ihtiyaç duyulan hastane, ceza infaz kurumu, huzurevleri, öğrenci yurtları gibi kurumlarda ön plana çıkmaktadır. Söz konusu hizmetlerin belirtilen alanlarda yoğunlaşmasıyla toplumsal ve manevi bunalım¬ların buluştuğu ortak noktada bireylerin sorunlarla başa çıkma ve anlam krizini çözmelerine yardımcı olunması, zorlukları aşmalarında onlara eşlik edilmesi hedeflenmektedir.

Ceza infaz kurumlarında 1983’ten beri var olan cezaevi vaizliği sistemi fonksiyonel olarak manevi danışmanlık işlevi görmektedir. Benzer şekilde 2003’te Aile ve Dinî Rehberlik büroları hizmete açılmış, AFAD, Gençlik ve Spor Bakanlı¬ğı, Sağlık Bakanlığı ve Yeşilay ile imzalanan protokoller ve yapılan işbirliği ile manevi danışmanlığın kurumsal alanı genişletilmiştir. Bu doğrultuda Başkanlığımızca sunulan manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerini şu şekilde özetlemek mümkündür:

1. Gençlik Hizmetleri

 Ülkemiz oldukça zengin bir genç nüfusa sahiptir. Gençlerin manevi değerler ile buluşturulması amacıyla farklı projeler uygulanmaktadır. Bu bağlamda cami merkezli çalışmaların yanı sıra, kamplar, yurtlar, evler, her görevlimize 10 genç projesi gibi çalışmalar yürütülmektedir. Gençlik çalışmaları il ve ilçelerde yürütülen tüm faaliyetlerden sorumlu olan koordinatörlük yöntemi ile sistematize edilmiştir. Gençlik hizmetlerinde manevi danışmanlık ve rehberlik tam olarak karşılığını üniversite öğrenci yurtlarında bulmaktadır. Söz konusu yurtlarda görev yapan toplam 569 personel, “Manevi Rehber” unvanıyla genç gönülleri manevi değerler ile buluşturmaktadır.

2. Hükümlü ve Tutuklulara Yönelik Hizmetler

Ceza infaz kurumlarında sunulan hizmetler, Başkanlığımızın manevi danışmanlık hizmetleri içerisinde en uzun geçmişe sahip olanıdır. Merhum Ahmet Hamdi AKSEKİ’nin 1950 yılında, Diyanet İşleri Başkanı olarak görev yaptığı dönemde kaleme aldığı “Cezaevinde Verilecek Vaazlar” adlı eseri Başkanlığımızın cezaevi hizmetlerine bakışını göstermesi açısından önemli bir kaynaktır.

Süreç içerisinde;

- 1982 yılında ceza infaz kurumlarında Din ve Ahlâk Bilgisi dersi için müfredat programı hazırlanmış,

- 1983 yılında cezaevi vaizi kadrosu ihdas edilmiş,

- 2001 yılında Adalet Bakanlığı ile protokol imzalanmış, 2011 yılında güncellenmiş,

- 2012 yılında “Ceza İnfaz Kurumları Din Hizmetleri Rehberi” yayınlanmış,

- 2014 yılında “Cezaevlerinde Sıkça Sorulan Sorular” isimli kitap hizmete sunulmuştur.

Hâlihazırda 284’ü cezaevi vaizi kadrosunda olmak üzere farklı unvanlar ile çalışan 588 Başkanlık personeli ceza infaz kurumlarında görev yapmaktadır.

Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların önemli bir çoğunluğunun genç yaşta oldukları ve uzun sayılabilecek bir süreyi cezaevinde geçirerek tekrar topluma döndükleri görülmektedir. Hükümlü ve tutukluların söz konusu süreyi eğitim, iyileştirme ve danışmanlık faaliyetleriyle avantaja dönüştürmeleri ve yeni bir başlangıç yapmaları mümkündür.

Bütün dünyada hükümlü ve tutukluların rehabilite edilmesinde manevî değerlerden istifade edilmektedir. Bu bağlamda ceza infaz kurumlarında Başkanlığımız ve Adalet Bakanlığı işbirliği ile yürütülen din hizmetleri ve manevi destek faaliyetleri, hükümlü ve tutukluların manevi gelişimlerine kayda değer katkılar sunmaktadır. Alanda yapılan bilimsel araştırmalar, kurumların hazırladığı raporlar ve hedef kitleden alınan geri dönüşler bu konuda önemli veriler ortaya koymaktadır.

Ceza infaz kurumlarında tövbe, sabır, af, merhamet, emek, kul hakkı, ahiret gibi temel dinî kavramların gücüyle manevi danışmanlık ve rehberlik çalışmaları tüm suç grupları için önemli bir iyileştirme imkânı sunmaktadır. Özellikle hükümlü ve tutuklularla gerçekleştirilen bireysel görüşmeler teknik olarak tam bir manevi danışmanlık hizmetidir.

3. Sağlık Tesislerinde Yürütülen Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri

Ülkemizde oldukça yeni olan ve sınırlı personel ile yürütülen sağlık tesislerindeki manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetleri aynı zamanda akademik çalışmalara da önemli veriler sunan bir alandır. Türkiye’de bu hizmetler yeni olmakla birlikte farklı ülkelerde uzun denebilecek bir geçmişe ve akademik birikime sahiptir. Dünya üzerinde sağlık alanındaki manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinde yaşanan gelişmeler neticesinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından “sağlık” kelimesinin tanımına fiziksel, zihinsel ve sosyal yönlerin yanı sıra manevi (spiritual) olarak tam iyilik hâli de ilave edilmiştir.

Başkanlığımız ile Sağlık Bakanlığı 1995 yılında işbirliğine giderek hastanelerde manevi destek hizmeti sunmaya başlamıştır. Ancak bu uygulama kısa bir süre içerisinde Danıştay kararıyla durdurulmuştur. Artan toplumsal talep ve ihtiyaçlara binaen yaklaşık yirmi yıl sonra söz konusu hizmetler tekrar gündeme gelmiş ve gerekli hazırlıklar tamamlandıktan sonra 7 Ocak 2015’te “Başkanlığımız ve Sağlık Bakanlığı Arasında Has¬tanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İş¬birliği Protokolü” imzalanmıştır. Protokolden sonra kurum yetkilileri ve akademisyenlerin katılımıyla çalıştaylar ve eğitimler düzenlenerek 6 ilde 20 personel ile pilot uygulama başlatılmıştır.

Sağlık tesislerinde sunulan manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetleri insanımıza acı, sıkıntı, üzüntü, korku, yalnızlık ve ümitsizlik hâllerinde, kriz durumlarında manevi anlamda destek vererek eşlik etmeyi amaçlamaktadır. Varsa soru ve sorunlarının çözümünde insanlara rehberlikte bulunmak ve zor zamanlarında onlara yardımcı olmak, bu hizmetin özünü teşkil etmektedir.

2015 yılında 6 ilde 20 personel ile başlatılan hastane manevi destek hizmetleri bugün itibariyle 38 ilde 132 personel marifetiyle 108 sağlık tesisinde sunulmaktadır.

4. Engellilere Yönelik Hizmetler

Başkanlığımız engelliler konusunda toplumumuzda bilinç, farkındalık ve duyarlılığı artırmak, engellilerin dinî vecibelerini kolay bir şekilde yerine getirebilmelerine yardımcı olmak, din hizmetleri, din eğitimi ve dinî yayınlardan istifade edebilmelerini temin etmek amacıyla bir takım çalışmalar yürütmektedir. Bu bağlamda engellilerin manevi gelişimlerine katkıda bulunmak için eğitim öğretime teşvik edilmeleri, dinî sorumluluklarını yerine getirebilmeleri noktasında motivasyonlarının artırılması, hayat şartlarının kolaylaştırılarak toplum içerisinde huzurlu, aktif, etkin bir şekilde rol almalarını sağlayacak faaliyetler gerçekleştirilmektedir.

Camilerin ve Kur’an kurslarının erişilebilirlik ve ulaşılabilirliğinin sağlanması, işaret dili ile hutbe okunması, görsel, işitsel özel yayınların hazırlanması, manevi danışmanlık ve rehberlik, hac-umre hizmetleri ve eğitim faaliyetleri Başkanlığımızın engellilere sunduğu hizmetler içerisinde yer almaktadır. Söz konusu çalışmalar, illerde ve büyük ilçelerde görevlendirilen engelli koordinatörlerince takip edilmektedir.

5. Bağımlılıkla Mücadeleye Yönelik Hizmetler

Başkanlığımızca ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği esasına dayalı olarak yürütülen bağımlılıkla mücadeleye yönelik hizmetler gelişerek devam etmektedir. 18.09.2014 tarihinde Başkanlığımız ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti arasında imzalanan protokol, sahada önemli bir boşluğu doldurmuştur. Ayrıca 81 il ve büyük ilçelerde oluşturulan koordinatörlük sistemi ile Başkanlığımızın bağımlılıkla mücadele çalışmaları kayda değer mesafe katetmiştir. Bu konuda çalışmaya ehil ve gönüllü olan ve koordinatör olarak görevlendirilerek gerekli eğitimleri alan personelimiz, sorumlu oldukları il ve ilçelerde bilinçlendirme, tedaviye yönlendirme, sosyal ortam sağlama vb. tüm alanlarda önemli roller üstlenmektedir.

 6. Göçmenlere Yönelik Hizmetler

Başkanlığımız, ilgili mevzuatla kendisine verilen görevleri yerine getirirken hiçbir ayrım gözetmeksizin kuşatıcı bir anlayışla toplumun bütün kesimlerine hizmet sunmaya özen göstermektedir. Dolayısıyla Başkanlığımızın son yıllardaki hizmet yelpazesine milletimizin şefkat kanatları altına sığınan göçmenler de eklenmiştir. Bu doğrultuda gerek göçmenlere yönelik hizmetlerin gerekse manevi destek hizmetlerinin sistematik, etkin ve verimli sunulabilmesi amacıyla Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı kurulmuştur.

Bu kapsamda Başkanlık yurt içinde geçici barınma merkezlerinde ve göçmenlerin yaşadıkları tüm yerleşim merkezlerinde, sınır ötesinde ise terörden arındırılan bölgelerde din hizmeti, eğitim hizmeti, manevi destek hizmeti sunmakta, insani yardım ve sosyal kültürel içerikli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Söz konusu hizmetlerin sunumunda başta Türkiye Diyanet Vakfı olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde hareket edilmektedir.

 Yukarıda sayılan tüm alanlarda hedef kitleden yoğun bir hizmet talebi gelmesi, dünyadaki gelişmelerin takip edilmesi, akademi çevrelerinin konuya ilgi ve desteği ile bu sahada çalışmaya ve gelişmeye açık, tecrübeli ve gönüllü personelimizin varlığı, kurumlarla işbirliği tecrübemizin bulunması, sahadan olumlu geri dönüşler alınması güçlü yönlerimiz arasındadır.

 Lisans ve lisansüstü eğitimlerde alana yönelik programlar, sertifika programları, kaynak eserler hazırlanması gibi konular ise manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin gelişimi için üzerinde çalışılan hususlar arasındadır.


Dr. Bayram Demirtaş