MİRAÇ GECESİ
OkLogo

MİRAÇ GECESİ

Sema Yiğit


Varlığın, zamanın ve mekânın kutsallığı birbirine dokunarak akar hayat serüveninde… Bazen mekân değer katar ağırladıklarına, bazen de bizatihi insan anlamlandırır mekânı ve zamanı… O değerli zamanların bize taşıdığı hatıralarla şenlenir hayatımız… Böyledir mübarek üç aylar ve içimizi aydınlatan nurlu kandiller… Recep ayının ilk günü, biz gündelik telaşlarımız içinde koşuştururken sessizce gelir; gözlerimizi, kulaklarımızı ve kalplerimizi döndürür Allah Resulü’nün (s.a.s.) örnek hayatına…

Hem Kur’an’ın hem de bütün sahih hadis ve tarih kaynaklarının haber verdikleri; Peygamberimizin (s.a.s.) en büyük mucizelerinden birisidir isra ve miraç... Gece yürüyüşüdür isra; doğrusaldır, istikamettir… Miraç ise varılan noktadan yükselmek, yükseğe çıkmaktır maksuda doğru… İsra yürüyüşü Efendimiz’in (s.a.s.) peygamberliğinin on ikinci yılında, Mekke’de vuku bulur. Recep ayının 27. gecesi Cebrail’in (a.s.) rehberliğinde Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan semaya, ilahi huzura yükselir. “Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren o zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O'dur.” (İsrâ, 17/1)

Peygamberimiz (s.a.s.), o gece hiçbir kimsenin erişememiş olduğu yakınlık makamına, ilahi kabule, ilahi ikram ve ihsana nail olur. Yalanlayan yalancıların, kınayan kınayıcıların ve hakikati örten inkârcıların arasından çekip çıkarılmak teselli olur kutlu Nebi’ye… Bu, aynı zamanda “sırat-ı müstakim” üzere olmanın da bir teyididir ve imtihandır geride kalanlara… Miraç, karanlık ile nuru ayıran bir gecedir…

Hamdetme makamında olanın dilinden dökülen ol cümledir ki yoldur biz kullara; “Bütün tahiyyeler, bütün mübarek şeyler, bütün salavat ve dualar ve bütün kelimat-ı tayyibe Allah’a mahsustur.” (Buhârî, Ezân: 148, 150) Hamde layık olanın selamına karşılıktır bu dua: “Bize ve Allah’ın salih kullarına selâm olsun.”

Varlığın şehadetidir kelime-i şehadet… Dizlerinin üstüne getirir insanı ve her namaza yakışır bu tahiyyat…

Allah Resulü (s.a.s.) bu eşsiz yolculuktan ümmetine hediyelerle döner. Beş vakit namaz, bu ümmetten Allah’a şirk koşmadan ölen kimsenin günahlarının bağışlanacağı müjdesi ve Bakara suresinin son iki ayeti, miraç gecesinde Hz. Peygamber’e (s.a.s.) ve onun ümmetine verilen üç hediye (Müslim, Îman, 279). Onun sünnetidir yoldan gelenin hediye getirmesi yolunu bekleyenlere… Sen hediyene ulaştın mı miraçtan gelen… Maksuda erilmez namaz burağına binmeden…

Sabah olunca Allah Resulü (s.a.s.) Kâbe’nin yanında bulunan Mekkelilere gece yaptığı yolculuğundan bahseder. Peygamberimizden (s.a.s.) delil isterler Mekkeliler, sanki görünce inanacakmışçasına… Peygamberimiz (s.a.s.) de onlara yolda gördüğü kafilelerden haber verir. Kureyşliler kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıkınca kafileyi Peygamberimizin (a.s.) haber verdiği gibi görürler, ama iman etmezler. Peygamberimiz, Kudüs'e, Mescid-i Aksa'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, “Bir ayda gidilebilen bir yere sen nasıl bir gecede gidip gelebildin? O zaman bize Mescid-i Aksa’yı anlat.” derler. Ya mekân yer değiştirir ya da zaman; geçmiş an olur ya da durur zaman; Beytü’l makdis gelir gözlerinin önüne Allah Resulü’nün; sayar tek tek kapıları ve anlatır. “Vallahi dosdoğru tarif ettin.” derler, ama iman etmezler (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 309).

Sadık dost Hz. Ebu Bekir (r.a.) çıkagelir ve tasdik eder Nebi’yi,“O söylüyorsa doğrudur.” diyerek… Şimdi ve her zaman sana düşen tasdiktir Nebi’nin dilinden döküleni… Ve tekrar etmektir ikram içinde ikram edileni;

“Ey Rabbimiz! Unuttuk yahut yanıldık ise, bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bizden önceki (ümmet)lere yüklediğin gibi, üstümüze ağır bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Takat getiremeyeceğimizi, bize yükleme! Bizden (sâdır olan günahları) sil, bağışla! Bizi affet! Bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim Mevlamızsın! Artık, kâfirler güruhuna karşı da, bize yardım et!” (Bakara, 2/285-286) duasını virt et diline…

Miraca ulaşmışsan dile ol gece miraca ulaşmayı…


Sema Yiğit