OkLogo

İSLAM KOLAYLIK DİNİDİR

Dr. Ahmet Oğuz

“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin.”
(Buhari, İlim, 11 [69]; Müslim, Cihad, 8 [1734].)

İslam kelimesi sözlükte “kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak ve barış yapmak” gibi anlamlara gelen silm (selm) kökünden türemiş olup Kur’an-ı Kerim’de sekiz yerde geçmekle beraber çokça ayet-i kerimede aynı kökten fiil ve isimler bulunmaktadır. (M. Fuad Abdülbaki, el-Mu’cem, “slm” md.) Fiil hâlinde geçtiğinde “Allah’a yönelmek” (Bakara, 2/112; Lokman, 31/22.), “O’na teslim olmak” (Bakara, 2/131; Mümin, 40/66.), “tevhid inancına sahip bulunmak” (Enbiya, 21/108.), “Allah’a teslimiyetin gereğini yapmak” (Zümer, 39/54.) manalarında kullanılmıştır.

Kur’an’da İslam, Allah katındaki hak dinin karşılığı ve özel adı olarak belirlenmiş, ondan başka hiçbir dinin Allah tarafından asla kabul edilmeyeceği ifade edilmiştir. (Âl-i İmran, 3/19, 85.) Ayrıca Müslümanlara din olarak sadece İslam’ın uygun görülmesi, Allah’ın yardımı ve nimetinin en üst düzeyi şeklinde nitelendirilmiştir. (Maide, 5/3; Mustafa Sinanoğlu, “İslam”, TDV İslam Ansiklopedisi, 23/1-2.)

Cibril hadisi diye meşhur olan hadiste İslam, iman ve ihsan kavramları bir arada açıklanmıştır. (Buhari, Tefsir (Lokman), 2 [4777]; Müslim, İman, 5 [9].) İslam dini, fıtrata/yaratılışa uygun (Rum, 30/30.) ve kolaylık dinidir. (Bakara, 2/185; Hac, 22/78; Buhari, İman 29 [39].) Hz. Peygamber (s.a.s.) ashabına muhtelif vesilelerle kolaylık göstermelerini, zorluk çıkarmamalarını emretmiş, insanları ürkütmeyip onlara müjde vermelerini tavsiye etmiştir. Örneğin Muaz b. Cebel’i (r.a.) Yemen’e vali olarak gönderirken ona aynı tavsiyede bulunmuş, zekâtı toplarken kimseye zorluk çıkarmamasını, anlayışlı davranmasını öğütlemiş, alması gerekenden fazlasını veya kendisine zekât diye verilenden daha iyisini almamasını söylemiştir. (Buhari, Zekât, 63 [1496]; Megazi, 60 [4347]; Müslim, İman, 29 [19].) Yine rivayet edildiğine göre Muaz b. Cebel, bir topluluğa imamlık yaparken namazda Bakara suresini okumuş ve namazı uzatmıştır. Bunun üzerine bir kişi cemaatten ayrılarak kendi başına namazını kılmıştır. Bazıları ona cemaati terk ettiği için “Sen münafık oldun!” demişlerdir. O da “Ben münafık olmadım.” diye cevap vermiştir. Durumu anlatmak üzere Hz. Peygamber’in (s.a.s) yanına giderek Muaz namazı uzattığı için bazı acil işlerinin aksadığını söylemiştir. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.) Muaz’ı uyararak kısa sureler okumasını ve arkasında namaz kılan cemaati mağdur edip bıktırmamasını istemiştir. (Ebu Davud, Salat, 126 [790]; Buhari, Ezan, 63 [705]; Edeb, 74 [6106]; Müslim, Salat, 178-179 [465].)

Yüce Allah kullarına karşı son derece merhametlidir. Nitekim “Biz hiç kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla yükümlü kılmayız…” (Müminun, 23/62.) buyurarak bizlere gücümüz oranında sorumluluk yüklediğini ifade etmiştir. Dolayısıyla Rabbimiz, güç yetiremeyeceğimiz emir ve yasaklar koymamıştır. (Bakara, 2/286.) Çünkü Allah bizim için kolaylık ister, zorluk istemez. (Bakara, 2/185.) Rahmet ve şefkat Peygamberi (s.a.s.) de “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin.” (Buhari, İlim, 11 [69]; Müslim, Cihad, 8 [1734].) buyurarak bizlere dinin özünde zorluk olmadığını belirtmiştir.

Hz. Aişe validemizin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) iki seçenek arasında tercih yapma durumunda kaldığında günah olmamak kaydıyla en kolay olanını tercih etmiştir. (Buhari, Edeb, 80 [6126]; Müslim, Fezail, 77 [2327].) Ayrıca Peygamberimiz (s.a.s.) oruç tuttuğumuz zaman sahuru geciktirip iftarda acele etmemizi tavsiye etmiştir. (Buhari, Savm, 45 [1957]; İbn Hanbel, Müsned, 35/241, 399; [21312, 21507].) Abdest alırken organları üçten fazla yıkamayı haddi aşmak olarak değerlendirmiş (Ebu Davud, Taharet, 49 [135]; İbn Mace, Taharet, 48 [422].), akan nehir kenarında olsa bile abdest alırken gereksiz yere su kullanmayı israf saymış (İbn Mace, Taharet, 48 [425].), insanın gücünü zorlayacak şekilde nafile namaz kılmasını doğru bulmamıştır. (Buhari, İman, 32 [43]; Müslim, Müsafirun, 221 [785].) Ayrıca nafile ibadetlerde aşırıya giderek eşini ihmal eden Abdullah b. Amr’ı uyarmış ve eşine karşı da sorumlu olduğunu hatırlatmıştır. (Buhari, Savm, 55 [1975]; Müslim, Sıyam, 182 [1159].)

İslam dini, ölçülü yaşamayı öğütlemiş ve ibadetleri zorlaştırarak aşırılığa düşülmesini yasaklamıştır. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) hacda iki oğlunun omuzlarına dayanarak zorlukla yürüyen yaşlı birine rastladığında nedenini sormuş, yaşlı adamın oğulları babalarının Kâbe’ye yaya olarak gitmeyi kendine adadığını söylemişler, bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.) yaşlı adama, bunun âdeta bir işkence olup Allah’ın buna ihtiyacı olmadığını bildirmiş ve bineğe binmesini emretmiştir. (Buhari, Cezaü’s-sayd, 27 [1865]; Müslim, Nezir, 9 [1642].)

İslam’da ibadetler konusunda pek çok kolaylıklar sağlanmıştır. Bu kolaylıklardan bazıları şunlardır:
1. Suyun bulunmadığı veya kullanma imkânı olmadığı durumlarda abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir. (Nisa, 4/43; Maide, 5/6.)
2. Yolculuk esnasında dört rekâtlı farz namazlar iki rekât olarak kılınır. (Nisa, 4/101.)
3. Namaz ayakta kılınamadığı durumlarda oturarak kılınır, buna da imkân yoksa yan üzere (Buhari, Taksiru’s-salat, 19 [1117].) veya sırt üstü kılınır. Rükû veya secde etmeye gücü yetmeyen kimse de namazını ima ile kılar. (Darekutni, Sünen, 2/377 [1706].)
4. Hasta veya yolculuk hâlinde -sonradan kaza edilmek üzere- oruç tutulmayabilir. (Bakara, 2/184.)
5. Kadınlar özel günlerinde namaz kılmaz ve oruç tutmazlar. Ancak tutamadıkları orucu daha sonra kaza ederler. (Buhari, Hayız, 20 [321]; Müslim, Hayız, 69 [335].)
Kısacası İslam’ın emir ve yasakları fıtrata uygundur. Bu nedenle dinimiz, hayatın her alanında -haram olmadığı müddetçe- kolaylığı tercih etmemizi ve zorluklardan uzak durmamızı ister.

İslam’daki kolaylık ilkesinden hareketle dinimizin emirlerine uygun olan orta yolu takip etmeli, ibadetlerimizde olduğu gibi hayatımızın her alanında kolaylaştırıcı olmalıyız. Dolayısıyla evimizde eşimiz ve diğer aile fertlerine, işyerimizde mesai arkadaşlarına ve çevremizde olan bireylere kolaylık göstermeli ve hayır dualarını almaya çalışmalıyız.
Yazımıza bir dua ile son vermek istiyoruz: “Rabbim! (İşlerimi) kolaylaştır, zorlaştırma; Rabbim! (İşlerimi) hayırla sonuçlandır.”

Dr. Ahmet OĞUZ
Suudi Arabistan Cidde Din Hizmetleri Ataşesi
Dr. Ahmet Oğuz